
Hastanemiz Yenidoğan Yoğun Bakım Sorumlusu Neonatoloji
Uzmanı Doç.Dr.Nükhet ALADAĞ ÇİFTDEMİR, yeni doğmuş bebeklerde görülen
sarılığın önemine değindi.
Doç.Dr.ÇİFTDEMİR yaptığı açıklamada;
“Beklenen
zamanında doğan (38 hafta ve üzeri) bebeklerin %25-50’si, beklenen doğum
tarihinden önce doğan preterm bebeklerin %60-80’i yenidoğan döneminde sararır. ‘Sarılık’
terimi vücutta bilirubinin artması ile deride ve gözlerin beyaz kısımlarında
birikimini ifade eder. Genellikle geçicidir ve bilirubin seviyeleri bebek için
tehlike yaratacak düzeylere kadar yükselmez. Ancak yenidoğanların küçük bir
bölümünde geri dönüşümsüz ciddi beyin hasarı için tehdit oluşturabilen
düzeylere erişebilir. Zamanında tanı konulup tedavi edilmeyen yüksek bilirubin
değerleri olan bebeklerde bilirubin beyine yerleşerek, bu bebeklerde ciddi
nörolojik sekellere ve serebral felce neden olabilir.

Yenidoğan sarılığı yönünden risk faktörleri şunlardır:
Erken doğanlar, annesi ile kan uyuşmazlığı olanlar, ilk 24 saatte
sarılığı olan bebekler, emme sorunu olan, iyi beslenemeyen bebekler, doğum
esnasında kafa derisi altına kanama meydana gelenler, diyabetik anne bebekleri,
bebeklik döneminde sarılık nedeniyle ışık tedavisi alan büyük kardeşi olanlar.
Tüm yenidoğan bebekler sarılık yönünden takip
edilmelidir. Bebek anne ile eve taburcu edilmeden önce bilirubin düzeyi
ölçülmeli, risk faktörleri değerlendirilmeli ve ona göre yakın takibe
alınmalıdır.
Sarılık yüzde başlar, göz akları
sararır, bilirubin düzeyi arttıkça göğüse, karına, kol ve bacaklara doğru
yayılır. Sarılığı artan bebekler uyumaya meyilli olurlar, emmeleri azalır. Bu
bulguları olan bebekler aileleri tarafından hemen doktora götürülmelidir.
Ölçülen bilirubin değerine göre bebek takibe alınabilir ya da yüksek değerler
saptanırsa tedavi amaçlı hastaneye yatırılıp fototerapi (ışık tedavisi)
gerekirse kan değişimi uygulanabilir.
Sarılığın önlenmesinde anne sütü ile beslenme
önemlidir. Doğum sonrası en kısa sürede emzirme başlatılmalı ve sık sık
emzirilmelidir.” ifadelerine yer verdi.
